Bireysel Terapiler
Terapi Yöntemleri
Bireysel Terapiler
Çift Terapileri
Aile Terapileri
GRUP PSİKOTERAPİLERİ Grup psikoterapisi ile hipnoterapinin ne alakası vardır diye sorabilirsiniz. Literatürde grup hipnozlarından bahsedilmesine rağmen, bir kaç çalışmam haricinde bugüne kadar ciddi bir grup hipnozu çalışması yapmadım. 1980 yıllarında bir grup enürezisli yurt öğrencisi üzerinde yaptığımız grup hipnozu , dolayısıyle grup psikoterapisini bu çalışmalarım arasında sayabilirim. Konumuzun başında da belirttiğim gibi tedavilerde eklektik bir yaklaşım izlemekteyim. Bu anlamda bireysel hipnoterapi uyguladığım hastalarımdan uygun gördüklerimi grup terapisine de almaktayım. Uygun vaka seçiminde grup terapisinin çok yararlarını ve olumlu sonuçlarını mütalaa ettim. Bu çerçevede grup terapisinin, hipnoterapi ile yakından ilgisi bulunmaktadır. Grup tedavilerinin tarihine baktığımızda, bilimsel anlamda ilk kez 1907 yılında Pratt tarafından veremli hastalara uygulandığını görüyoruz. Veremli hastalarla görüşme, onlardan bilgi alma ve onlara bir takım direktifleri verme olarak haftada iki kez uygulama yapan Pratt, hastalarından çok olumlu tepkiler almıştır. Daha sonraları bu yöntem yaygınlaşmış ve bir çok alana girmiştir. Sadece psikiyatri departmanlarını değil etkileşim grupları altında tüm ülkeleri sarmıştır. Alkolikler, şeker hastaları, dullar, sorunlu kadınlar, sigara bağımlıları, uyuşturucu bağımlıları bu tip gruplar oluşturmuş ve birbirlerine yardımcı olmaya çalışmışlardır. Bu arada grup terapileri psikiyatri kliniklerinin vazgeçilmez araçları haline gelmiştir. özellikle bireysel psikoterapinin zaman ve hekim yönünden yetersiz kaldığı dönemlerde cankurtaran simidi özelliğini kazanmıştır. Özellikle 2. dünya harbinden sonra görülen asker ve sivillerin problemlerinde yaygın olarak kullanılmıştır. Kendiliğinden başlayan bu çalışmalar, yavaş yavaş bilimsel incelemlere, kontrollü çalışmalara kadar uzanmış. Her psikoterapi okulu veya anlayışı kendine has bir grup terapi tekniği geliştirmiştir. Konuya birazda eleştirisel bir yaklaşım tarzı ile inceleyen meşhur grup terapi lideri irwing Yalom şunları açıklamaktadır."Serbest etkileşim özellikleri gösteren bir grup, bazı yapısal sınırlamalarla birlikte zamanla katılanların toplumsal bir mikrokosmosuna dönüşecektir. yeterli bir zaman verildiğinde her hasta kendisi olmaya çalışacaktır. Kişi grup üyeleriyle tıpkı kendi toplumsal ortamı içindeymişçesine ilişki kuracak, grupta alışageldiği kişiler arası evreni yeniden yaratacaktır. Başka bir deyimle, kişilerarası uyumsuz toplumsal davranışlarını grup içinde göstermeye başlayacaklardır;onlar açısından patolojilerinin tanımlanması gerekmektedir:Er veya geç bunu grup üyelerinin gözleri önüne sereceklerdir. Bu kavramın grup terapisinde büyük önemi vardır ve grup terapisi yaklaşımının bütünün dayandığı bir temel oluşturur. Bu durum, her bir terapistin gruptaki olaylar hakkında algı ve yorumlarının ve tanımlama için kullandıkları dilin bağlı oldukları ekole göre değişmesine karşın klinisyenler tarafından geniş biçimde kabul görmektedir. Freudcular hastaları diğerleriyle ilişkileri çerçevesinde oral, sadistik veya mazohistik gereksinimlerini ortaya koyar tarzda görebilirler; nesne ilişkileri teorisyenleri bölünme (splitting), yansıtıcı özdeşim (projective identification), idealleştirme (idealization), ayna gibi yansıtma (mirroring), değersizleştirme (devaluation), üzerine odaklaşabilirler; davranışı düzeltmeye yönelik terapistler yönetme (conning) ve sömürücü davranışı (exploitative behavior) ön plana alabilir; bazı sosyal psikologlar egemenlik, etki etme veya dahil olmaya ilişkin türlü çabaları öncelikle gözönüne alabilir; Adlerciler daha fazla olarak telafi edici davranıştan söz açabilir ve doğum sırasını göz önüne almaları (en küçük kız kardeş, büyük erkek kardeş gibi) olasıdır; Karen Horney'i izleyenler enerjilerini tarafsız ve ilgisiz görünmeye harcayan ayrı ve boyun eğmiş kişiler ve diğerlerinin yanlışlarını kanıtlayarak kendi doğruluklarını doğrulamaya çalışan gururlu-kinci kişiler üzerine dikkatlerini yöneltebilrler." (Yalom, s:27,1992) Grup tedavilerinde tedavi edici etmenleri belirli başlıklar altında toplamak mümkündür.Bunlar; 1. Umut aşılama, 2. Evrensellik, 3. Bilgisel katkıda bulunma 4. Özverili olma ve fedakarca davranma, 5. Birincil aile özelliklerinin grupta tekrar yaşanması ve bunun tedavi edici özelliği, 6. Toplumsallaştırıcı tekniklerin gelişimi, 7. Taklitçi davranış, 8. Karşılıklı öğrenme, 9. Grup bağlılığı, 10. Duygusal boşalım (Katarzis), 11. Varoluş etmenleri. Kişilerarası bir etkilenme ve öğrenme süreci olan grup terapisinde beklenen etkiler ve yararları şu ana başlıklar altında incelemek mümkündür.; 1. Kişilerarası ilişkilerin önemi; 2. Tedavi edici coşkusal yaşantı ve tecrübe; 3. Grubun bir toplumsal mikrokosmos olma niteliği. Bu ilkeler mantıksal bir sıralamaya sokulduğu takdirde kişilerarası öğrenme mekanizmasının tedavi edici bir etmen olma niteliği daha açık olmaktadır. 1. Psikiyatrik semptomatoloji kişilar arası bozuk ilişkilerden kaynaklanmaktadır. Psikoterapinin görevi çarpık olmayan, doyurucu kişilerarası ilişkilerin nasıl geliştirileceğinin öğrenilmesinde hastaya yardımcı olmaktır. 2. Kendi gelişimini sağlayan psikoterapi grubu katı yapısal kısıtlamalarla engellenmez, toplumsal bir mikrokosmosa, her bir hastanın toplumsal evrenin minyatür hale getirilmiş bir temsiline dönüşür. 3. Grup üyeleri karşılıklı onaylama ve iç gözlem yoluyla kendi kişiler arası davranışlarının çeşitli yönlerinin, kendi güçlerinin, sınırlarının, parataksik çarpıtmalarının ve diğer insanlara karşı istenmeyen tepkilere neden olan uyumsuz davranışlarının farkına varırlar. Geçmişte bir dizi yıkıcı ilişkisi olan ve bunların ardından reddedilmeyi yaşayan hasta bu yaşantıları diğerleri açısından yorumlamayı başaramamıştır. Başkalrının ondaki güvensizliği sezmeleri ve normal toplumsal ilişkilerde etiket koyarak davranmaları nedeniyle kişi hiçbir zaman neden reddedildiğini anlayamayacaktır. Bu nedenle, hasta hiçbir zaman davranışının sakıncalı yönlerini ayırt etmeyi ve kendinin neden kabul edilemez bir kişi olduğunu öğrenememiş olacaktır. Terapi grubu tam bir geri bildirim içinde destekleyici yönüyle böylesi bir ayırt etmeyi olanaklı kılmaktadır. 4. Düzenli bir kişilerarası ilişki dizisi oluşur: a. Patolojinin ortaya konması (üye diğerinin davranışını ortaya kor) b. Kişinin geribildirim ve iç gözlem yoluyla: 1. Davranış açısından daha iyi bir gözlemci olması 2. Davranışının etkilerini şu yönlerden değerlendirmesi a. Diğerlerinin duyguları b. Diğerlerinin kendisi hakkında kanıları; c. Kendi kendisi hakkında edindiği kanılar; 5.Bu zincirin bütünüyle farkına varan hasta, bunlardan kaynaklanan kişisel sorumluluğun da farkında olur. Her birey kendi kişiler arası ilişkiler dünyasının yaratıcısıdır. 6. Bu kişilerarası ilişkiler dünyasında kişisel sorumluluğu bütünüyle kabullenen birey ardından bu keşfin sonuçlarını yakalmaya başlayabilir: Bu dünyayı yaratan kişi, aynı zamanda onu değiştirebilen tek kişidir. 7. Bu bilinçlenmenin derinliği ve anlamlılığı sonuçlardan etkilenme derecesiyle doğru orantılıdır. Bir yaşantı ne denli gerçek ve ne denli coşkusalsa, etkisi o denli güçlüdür; ne kadar nesnelleştirilmiş ve düşünselleştirilmişse öğrenme açısından o kadar etkisizdir. 8. Bu bilnçlenmenin bir sonucu olarak hasta diğerleri ile ilişki de yeni yolları göze alarak aşamalı bir biçimde değişim geçirir. Değişimin gerçekleşmesi olasılığı şu koşulların bir işlevidir: a. Hastanın değişim güdülenimi ve uygulamakta olduğu davranış tarzının doğurduğu kişisel rahatsızlık ve doyumsuzluğun derecesi; b. Hastanın gruba ilgisi, yani grubu kabullenmenin hasta için ne derece önem taşıdığı; c. Hastanın karakter yapısının ve kişiler arası davranış biçiminin katılığı 9. Davranıştaki değişim iç gözlem ve diğer üyelerden kaynaklanan geribildirim yoluyla kişiler arası öğrenmede yeni bir dönüm noktası oluşturabilir. Bundan başka hasta şimdiye dek söz konusu davranışı engelleyen, korkulan bazı felaketlerin akıldışı olduğunu kavrar; bu yeni davranış ölüm, yıkım, terkedilme, alay edilme, yerin dibine geçme gibi felaketlere yol açmıştır. 10. Toplumsal mikrokosmos kavramı iki yönlüdür. Davranışın dış görünümü grupta belirgin hale geçmekle kalmaz, grupta öğrenilen davranış sonuçta hastanın toplumsal çevresine aktarılır ve grup dışındaki kişiler arası davranışlarında değişiklikler ortaya çıkar. 11. Uyumsal bir sarmal (adaptive spiral) aşamalı olarak önce grup içinde, sonra dışında harekete geçirilir. Kişiler arası çarpıklıklar azaldığından olumlu karşılığı bulunan ilişkileri biçimlendirme gücü artar. Toplumsal bunaltı azalır; diğerleri bu davranışa olumlu tepki verir ve hastaya karşı daha fazla onay ve kabul gösterir,bu durum benlik değerini daha da yükseltir ve değişimi daha da artırır. Sonuçta uyumsal sarmal profosyonel terapinin gerekmediği ölçüde özerklik ve yarar sağlar. Bu aşamaların herbiri için terapistin sağlayacağı kolaylıklara ihtiyaç vardır. Terapistin farklı davranış grupları ortaya koyması gerekir: Özel geribildirimler sağlama, iç gözlemi destekleme, sorumluluk kavramını açiklama, risk almayı destekleme, felaket getirici sonuç fantezisini onaylamama, öğrenilenin aktarılmasının desteklenmesi ve benzerleri gibi." (Yalom, s:40-41, 1992) Carl Rogers'e göre ideal bir terapist hasta ilişkisinde yaşanması gereken iletişim veya süreç şu şekilde olmalıdır: "Hasta duygularını dışa vurmada giderek özgürleşir. Gerçeği sınamaya başlar ve çevresiyle, kendisiyle, diğer kişilerle ve yaşantılarıyla ilgili duyguları ve algıları konusunda daha ayırt edici olur. Yaşantıları ve kendine ilişkin kavramları arasındaki uygunsuzluğun giderek farkına varır. Önceden yadsıdığı veya bilinç alanında çarpıttığı duygularının da farkına varır. Terapistin koşulsuz ve olumlu ilgisiyle giderek tehditsiz yaşayabilmeye kendine karşı koşulsuz ve olumlu bir ilgi duyabilmeye başlar. Kendini giderek bir nesnenin veya yaşantının oluşmasında ve bir değer kazanmasında odak noktası olarak görmeye başlar. kendisini başkalrının nasıl değerlendirdiği konusundaki algısından çok söz konusu algının kendi gelişimini olumlu biçimde etkilemesine göre eylemlerde bulunur." (Yalom, s:53, 1992) Grup terapisinde tüm amaç hastanın kendisi ve çevresi ile olan barışıklılığını sağlamaktır. Bunu sağlarken her bireyde doğuştan mevcut olan bir takım mekanizmalrın önündeki engelleri kaldırmak hekimin görevidir. Hekim bu anlamda sadece bir yol gösterici bir rehber konmundadır. Zaman zaman telkin verivci, zaman zaman ikna edici, zaman zaman iyi bir dosttur. Hekimin tedavideki hedefi aşağıdaki gerçekleri hastaya kabul ettirmektir. Bunlar; "1. Kendim için yarattığım dünyayı yalnızca ben değiştirebilirim. 2. Değişmekte bir tehlike yoktur. 3. Gerçekten istiyorsam değişmem gerekir. 4. Değişebilirim, güçlüyüm." Grup terapileri, bireysel hipnoterapi ile birlikte yürütülebilir. Özellikle hipnodramalar sayesinde oluşturulmaya çalışılan yeni kişiliğin ilk sınama ve deneme laboratuvarı bu grup terapileri olabilir.
1.Gün Sabah: Hastanin psikoterapi odasina alinmasi, videokayit cihazinin çalistirilmasi ve hastanin anamnezinin kaydedilmesi. Bu süreç içerisinde hastadan psikiyatrik hikayesi alindi. Kimlik bilgileri, hastalik öncesi hikayesi, geçirdigi hastaliklar kaydedildi.
Anamnezinde; prenatal ve perinatal hikayesi, erken çocukluk dönemi (Dogumdan üç yasina kadar), orta çocukluk dönemi (3-11 yas arasi ), geç çocukluk dönemi (ergenlik dönemi), erişkinlik dönemi, psikoseksüel gelisimi ve aile hikayesi alindi.
Geç çocukluk döneminde sosyal iliskileri, okuldaki durumu, kognitif ve motor gelisimi , ruhsal ve fiziksel problemleri, cinsellikle iligili tutum , davranis ve gelisimi sorgulandi. Erişkinlik döneminde; is hayati, evlilik ve çevresi ile iliskileri, egitim ve ögretimdeki durumu, dini inançlari, sosyal aktiviteleri, yasadigi mekanin durumu ve özellikleri, yasalarla ilgili hikayesi ögrenildi.
Ögleden Sonra: Zihindel Durum Muayenesi yapildi. Zihindel durum muayenesinde genel degerlendirmede; görünümü, davranis ve psikomotor aktivitesi, doktora karsi yaklasimi degerlendirildi. Duygudurum ve affektleri açisindan; hastanin duygudurumu, jest ve mimikleri, duygudurumun jest ve mimiklere uygunlugu incelendi. Konusmanin yapisi, niteligi, içerigi, sürati degerlendirildi. Algilama ve kavramanin durumuna bakildi. Düsüncenin sekil ve içerik açisindan durumu incelendi. Daha sonra hastanin algilama ve bilissel yetileri incelendi. Hastanin zekasi, soyut düsünme yetenegi ve içgörü seviyesi degerlendirildi. Suur seviyesi, oryantasyonu, hafizasi, konsantrasyon ve dikkat yetenegi, okuma ve yazma kapasitesi, visuospatial algilamasi, soyut düsünce durumu ve zekasi kontrol edildi. Ayrica hastanin dürtü kontrol durumu ve içgörü yetenegi degerlendirildi. Gerekli görülen hastalarda; genel fizik muayene, nörolojik muayene, ilave psikiyatrik görüsme tekniklerinin uygulanmasi, laboratuvar ve psikometrik testlerin uygulanmasi yapildi.
2. Gün Sabah: Hasta hakkinda düsünülen pozitif ve negatif bulgular listelendi. Tüm elde edilen verilerden yola çikilarak bir hastalik formülasyonu olusturuldu. Hastaya konan teshis çerçevesinde psikodinamik bir formülasyon netlestirildi ve buna uygun bir tedavi plani yapilandirildi.. Hasta hakkinda düsünülen teshisin ve psikodinamik formülasyonun dogrulugunu test etmek amaci ile ileri soru ve incelemeler yapildi ve hatalarin önüne geçilmeye çalisildi.
Ögleden Sonra: Hastanin bütüncül formülasyon perspektifinde rahatsizliginin hangi anksiyete bozuklugu kümesine girdiginin tesbiti yapildi. Fobik, obsessif kompulsif ve anksiyöz kümelerinde olan bu hastalarin, anamnezlerinden elde edilen bilgiler çerçevesinde bozuklugun davranissal, bilissel ve psikodinamik ögelerinin neler oldugu ortaya kondu. Davranissal ögeleri agirlikli olan hastalar için davranisçi bir yaklasimla tedavi hedefleri gelistirildi ve tedavi plani olusturuldu. Bilissel çarpitmalari agirlikli olan hastalar için buna uygun tedavi hedefleri ve stratejileri gelistirildi. Psikodinamik agirlikli bir formülasyon üzerinde duruluyor ise içgörü yönelimli kisa dinamik psikoterapi hedefleri ve stratejilerinin tesbiti yapildi.
3. Gün Sabah: Hasta psikiyatrik bir ön egitime alindi. Bu psikiyatrik egitimde insanin biyopsikososyal gelisimi hastaya algilayabilecegi seviyeden anlatildi. Zihindel yapinin davranislarini nasil belirledigi anlatildi. Davranissal kaliplarin ve beyindeki otomatik releks cevaplarin nasil olustugu örnekleri ile aktarildi. Davranissal açidan normal ve patolojik davranisin nasil ögrenildigi ve uygulandigi aktarildi. Davranissal hatalardaki sosyal ögrenme teorisi, modelleme ve genelleme gibi konular üzerinde duruldu. Bilissel yeteneklerimizin gelismesi ve algilarimizdaki subjektivitenin etkisini göstermek amaci ile sistematik hatalar hastalara tek tek anlatildi. Bunlar arasinda ; selektif seçicilik, asiri genelleme, küçültme, abartma, ya hep ya hiç tarzinda düsünme, bireysellestirme ve keyfi çikarsama üzerinde oldukça yogun duruldu. Otomatik düsünceler ve bilinç disi afonksiyonel semalarin ne oldugu ve nasil çalistigi anlatildi. Düsünce ve duygulanim arasindaki etkilesme döngüsünün nasil bedensel yapimizi etikledigi ve otonom sinir sistemimizde ne tür etkilere yol açtigi aktarildi.
Ögleden Sonra: Dinamik formülasyona uyan hastalara daha da agirlikli olmak üzere bebegin psikoseksüel gelisimi aktarildi. Psikoseksüel dönemdeki takintilarin ne tür ruhsal bozukluklara yol açabilecegi hastalari izah edildi. Zihindel yapimizin Freudiyen nazariye çerçevesinde id, ego ve süperego ile bilinç, bilinç öncesi ve bilinçdisi kavramlari basitlestirilerek anlatildi. Id, ego ve süperego’nun arasindaki dengenin nasil saglandigi ve bu denge bozukluklarinda meydana gelen anksiyetenin temel nedenlerinin neler olabilecegi aktarildi. Ego’nun düzenleyici rolünün önemi ve bu rolünü yerine getirirken kullandigi savunma düzeneklerinin neler oldugu anlatildi. Bozuklugun içgörüsünün yakalanabilmesi açisindan savunma düzeneklerinin nasil çalistiginin hasta tarafindan çok iyi bilinmeliydi. Bu nedenle tüm savunma düzenekleri hastaya örnekleri ile birlikte tek tek anlatildi.
4. Gün Sabah: Hastaya verilen tüm bilgi ve egitim materyalinin hastanin kendi hayati ile iliskilendirilmesi yapildi. Hastanin kendi hayat hikayesinden alinan çarpitmalar, otomatik düsünceler, davranissal kaliplar, savunma düzenekleri hastanin tolere edebilecegi seviyede aktarildi. Hastanin yazmaya basladigi günlükleri ve getirdigi rüya materyalinin yorumu üzerinde duruldu. Hastaya ilk imajinasyon testleri yaptirildi. Imajinasyonunun nasil gelistirecegi ve vucut relaksasyonunun nasil olusturacagi ile ilgili teknik bilgiler verildi. Hastayi mayalamak amaci ile daha önce Dr. Tahir Özakkas tarafindan hazirlanmis olan bir hipnotik trans seansi videokaseti seyrettirildi. Bu hipnotik trans kasetinde; bilinç ve bilinçdisi kavraminin ne oldugu, savunma düzeneklerinin nasil çalistigi, posthipnotik telkinlerin sujeler tarafindan nasil uygulandigi ve bu uygulamalarini bilinç seviyesinde nasil izah ettiklerini, bilissel çarpitmalarin nasil çalistigini bir objektif örnekle seyretme ve içgörü kazanma imkanina sahip oldular.
Ögleden Sonra: Hastalar gelistirdikleri imajinasyon çalismalari ile hipnotik transa hazir hale getirildiler. Dr. Tahir Özakkas tarafindan hazirlanmis olan “Otohipnoz ve Relaksasyon” ses kaseti dinlettirilerek hipnotik transa alindilar. Hipnotik transa giremeyen hastalarin dirençlerini yok etmek için yardimci bir takim teknikler kullanilarak hastalarin transa alinmasi saglandi. Hastalar orta seviyede bir hipnotik trans konumunda muhafaza edildiler. Hastalar kataleptik vaziyette iken motor koordinasyonlarini kaybetmekte, ancak bilinçlerini hafif bir bulaniklikla birlikte muhafaza ettiler. Bu hal bir nevi hipnogojik bir duruma benzemekteydi. Bu dönemde hastalarin bir rüya görmeleri istendi. Rüyalar ya hekimin senaryolastiridigi bir çerçevede telkinle olusuturuldu ya da spontan olusmasina izin verildi. Bu rüya içeriginin yorumlanmasi ile bozuklugun bilinç disi nedenleri veya etkili olan travmatik hadiselerin boyutlari anlasilmaya çalisildi. Bu rüya içeriginin trans boyunca yorumlanmasi ve bu yorumlarin dogrulugunun ayni anda rüya içerigine müdahale ederek uygun olup olmadigi test edilmesi mümkündü. Bu durum tedavinin basinda hekim tarafindan yapilan formülasyonun geçerli olup olmadigini hekime geri bildirim seklinde bildiriyordu.
5. Gün Sabah: Hastanin günlüklerinin ve rüyalarinin üzerinde duruldu. Hasta hipnotik transa alindi. Hipnotik transta standart imajlarin görülmesi temin edildi. Bu standart imajlarin durumu dikkatli bir sekilde not edildi. Standart imaj olarak orman, göl, akarsu, orman içinde bir ev, evdeki albüm, dag, orman içinde antik bir sehir , antik sehrin yeraltindaki odalari imajine ettiriliyordu. Bu imajlardan projektif bir test gibi istifade ediliyor ve sembolizasyonun analizi yapiliyordu. Imlajlardaki saglikli ögeler ve patolojik ögeler ayristiriliyordu. Patolojik ögeler konusundaki yargilar baska imajlarla kontrol ediliyor, dogrulugu onaylanirsa o imajlari degistirmeye yönelik telkin tedavisi ve yeni senaryolor ve yardimci ego güçleri olusturulmaya çalisiliyordu. Bu imajlarda ego güçleri arasindaki uyumsuzluklar ortaya konuluyor, bozukluga neden olan ego güçleri hekimin de desteklemesi ile diger ego güçleri tarafindan zayiflatiliyor veya ortadan kaldiriliyordu. Fobik hastalar için fobik ortam ,bu hipnodrama da kontrollü olarak olusturuluyor, hastanin birebir tepkilerini ve dirençlerini ölçmek mümkün oluyordu. Hipnodrama sayesinde hastalar fobik uyarana karsi güçlü ve kisa süre içerisinde desensitize edilmeye çalisiliyordu. Obsessif-Kompulsif hastalar için yüzlestirme ve cevap engelleme gibi davranisçi ve kognitif teknikler hipnotik trans altinda hipnodrama ile mükerrer defalar yapildi. Kisinin kompülsiyonlarini önleme gücü ve obsesyonlari ile basetme yetenekleri bu sekildi artirildi. Anksiyöz hastalarin anksiyetelerini kontrol altina alabilmeleri için otohipnoza girmeleri ögretildi. Hipnotik trans altinda olumlu düsünce ve olumlu imajlarla duygudurumunu degistirebilme ve bedensel degisiklikleri olumlu olarak yorumlayip onlari kontrol edebilme deneyimi kazandirildi.
Ögleden Sonra: Hastanin sabah yapilan transi ile ilgili yorumlar yapilarak hastanin hastaligi ile ilgili bir içgörü kazanmasi temin edilmeye çalisildi. Egosunun kaldiramayacagi çatismali yorumlardan kaçinildi. Hasta hipnotik transa alindi. Standart imajlar verildi. Bu imajlardaki olumlu ve olumsuz degisiklikler irdelendi. Hastanin tedaviye yaklasim tarzi ve tedaviden beklentileri ile ilgili imajlarin neler oldugu üzerinde duruldu. Tedaviye karsi negatif hisler, dirençler ile tedaviden asiri beklentiler öncelikle farkedilerek gerekli önlemler alindi .Olayin rasyoneli tekrar tekrar aktarildi. Hastanin spontan rüya görmesi için trans altinda telkin yapildi. Spontan rüya ile hastanin öncelikle dile getirmek istedigi duygulari açiga çikartildi. Dinamik formülasyona uyan hastalara hipnotik trans altinda hayat hikayeleri hipermnezik ve ekmnezik bir yaklasimla tekrar anlattirildi. Travmatik kaynaklara ulasilmaya ve katarzis temin edilerek olusmus bilinçdisi negatif yüklenmenin bosaltilmasina çalisildi. Katarzis temin edilen hastalarda büyük bir rahatlama oldugu gözlendi. Bu rahatlamadan yola çikilarak bozuklugun tamamen yok edilebilmesi için travmatik kaynaklara ulasmak ve nesne iliskilerini tekrardan bugünkü düzlemde yeniden kurmak için çalismalar yapildi. Bu çalislmalarda yine hipnodramaya büyük agirlik verildi.
6. Gün Sabah: Günlükler ve getirilen rüya materyali üzerinde duruldu. Birgün önceden verilen ev ödevlerinin yapilip yapilmadigi arastirildi. Basarilamayanlarin nedenleri üzerinde duruldu. Bir gün önceki hipnodramadaki imajlarin uygun olanlarinin yorumu yapildi. Hastaya rüya analizleri ve sembol dili ile ilgili bilgiler verilerek rüyalarinin analizi ve bilinç disi çatismalarinin algilamasi ögretildi. Hastaligin rasyoneli ve formülasyonu hasta ile birlikte gözden geçirildi. Hatali veya yanlis bulunan ögeler üzerinde durularak yeniden yapilandirilmaya çalisildi. Bu konuda hastanin aktif is birligi saglandi. Hastanin tedavisi ile ilgili yeni hedefler ve yeni stratejiler gelistirildi. Bu hedeflere ulasmak için uygulanmasi gerken teknikler üzerinde dikkatli bir sekilde duruldu.
Ögleden Sonra: Hastanin gün ile ilgili yorumu dinlendi. Bir istegi olup olmadigi soruldu. Herhangibir önerisi yoksa otohipnoz teknigini nasil kullanacagi ögretildi. Tedavi odasinda hekimin yaninda kendi kendine hipnotik transa girmesi önerildi. Otohipnozu basarip basaramadigi gözlendi. Hatali uygulamalari düzeltildi. Otohipnoza girdikten sonra hipnodrama ve standart imajlar uygulandi. Sstandart imajlardaki degisime göre tedavi programi revize edildi. Hastanin durumuna göre hipnodrama içerisinde aktif yeni senaryolar olusuturularak hastanin bozuklugunu yenmesi için telkin ve motivasyonlar verildi. Hasta taranstan çikartildi gerekli ev ödevleri verildi ve gönderildi.
7. Gün Sabah: Hastanin günlügü okundu, rüyalari dinlendi ve yorumlari yapildi. Hastanin tedaviye olan uyumundaki aksakliklar üzerinde duruldu. Ortaya çikan yogun direnç mekanizmalarinin ne oldugu , direnç mekanizmalarinin nasil çalistigi ve hastaliktan dogan sekonder kazançlarin neler oldugu anlatildi. Tedaviyi baltalayarak tedavinin basarisini engellemeye çalisan kimlik ögelerinin nasil çalistigi, bunlara karsi nasil mücadele edilmesi gerektigi ile ilgili bilgiler verildi. Hasta hipnotik transa alindi. Hipnotik transta standart imajlar uygulandi. Transta iken Dr. Tahir Özakkas arafindan hazirlanan olumlu ve olumsuz ego güçlerinin çatismasini simgeleyen “Tiyatro Sahnesi” isimli ses kaseti hastalara dinletilerek olumlu ego güçlerinin bu savasi kazanmasi temin edilmeye çalisildi.
Ögleden Sonra: Hastanin direnç mekanizmalari üzerinde duruldu. Hastanin rahatsizligi nedeni ile elde ettigi sekonder kazançlari konusunda içgörü kazanmasi ve bunlardan vazgeçerek daha saglikli hedeflere yönelmesi temin edilmeye çalisildi. Bilissel-davranissal tedavi tekniklerinin hangisinin daha yararli olabildigi konusunda tartisma yapildi. Zorluklarin nasil asilacagi ve yeni hedeflere nasil ulasilacagi ile ilgili bilgiler verildi.Hastanin izolasyondan siyrilarak duygularini daha rahat ifade edebilen ve paylasabilen bir birey haline gelmisine yardimci olundu.
8. Gün Sabah: Hastanin günlügü okundu, rüyalari dinlendi ve yorumlari yapildi. Hastanin olumsuz düsüncelerinin neler oldugu ve bu olumsuz düsüncelerin otomatik olarak nasil ortaya çikmtigi üzerinde duruldu. Otomatik düsünceleri olusturan daha altta duran afonksiyonel bilinçdisi semalarin neler oldugu üzerinde duruldu. Bu semalarin nerelerden kaynak aldigi ve niçin bunlarin tartismaya açilmadigi ile ilgili sorgulama yapildi. Bu semalarla ilgili içgörü kazandirilmaya çalisildi. Hasta hipnotik transa alindi, Dr. Tahir Özakkas tanrafindan hazirlanmis “Olumsuz Düsünceleri Yok Etme” kaseti dinletilerek, olumsuz düsüncelerin imajla yok edilmesine ve olumlu ego güçlerini destek verilmeye çalisildi.
Ögleden Sonra: Hastadan günün yorumu dinlendi ve içgörü kazandigi konulari aktarmasi istendi. Basarabildiklerini ve basaramadiklarini ifade etmesine imkan verildi. Basarisizliklarin üzerinde tartisma yapilarak çikis yollari birlikte arandi. Hasta hipnotik transa alindi “Olumsuz düsünceleri yok etme ” ses kaseti dinlettirildi. Hasta transtan çikartildi. Ev ödevleri üzerinde tartisilarak ev ödevleri verildi.
9. Gün Sabah: Hastanin günlükleri okundu, rüyalari incelendi ve gerekli yorumlar yapildi. Daha önce doktor tarafindan önemli görülmüs bulunan videokaset fragmanlari hasta ile birlikte izlendi. Hata kendindeki degisimleri, bu kasetler vaitasi ile objektif olarak yakaladi. Farkina varamadigi davranis, tutum ve yaklasimlarindaki olumsuz ve olumlu ögeleri tekrar degerlendirme imkanina kavustu. Hayat hikayesini tekrar dinleyerek tekrardan yorumladi. Gereksiz ayrintilari, anlatilmadan geçen ve saklanan ögeleri, bunlarin arkasindaki dinamik güçleri bizzat görmesi temin edildi. Degisik ego state’lerdeki tepkilerinin ve yaklasimlarinin farkliligini farketmesi istendi. Hasta hipnotik tarns altindaki kasetlerini de seyrederek aldigi egitim ve bilgiler çerçevesinde o güne kadar doktor tarafindan yapilmayan yorumlari da yapma imkanini buldu. Bundan sonraki hayatinda daha saglikli adimlar atmasi için bir takim çözüm anahtarlarini eline geçirdigini, en azindan hangi problem karsisinda ne yapmasi gerektigini ögrenmis oldu
Ögleden Sonra: Hastadan günün yorumu dinlendi. Belirlenen videokasetlerin izlenmesine devam edildi. Bu video kasetler üzerinde yorumlama, içgörü kazanma ve elestirme gibi hususlar üzerinde durularak tesbit edilen hedeflere ulasilmaya çalisildi.. Yeni bir kimligin yeniden yapilandirilmasi ve restorasyonu için ego’nun saglikli ve rasyonel yapisindan istifade edilmeye çalisildi. Uzun vadeli saglikli hedefler ortaya konuldu.
10. Gün Sabah: Hatanin günlükleri okundu, rüyalari incelendi ve gerekli yorumlar yapildi. Tedavi programi genel olarak gözden geçirildi. Nereden baslanildigi nereye gelindigi tartisildi. Yapilabilenler ve yapilamayanlar gözlendi. Tedavi strateji ve tekniklerinde eksik olup olmadigi tartisildi. Eksik görülen hususlarin üzerinde birkez daha duruldu. Hasta hipnotik transa alindi. Olumlu telkin ile egosu takviye edildi. Tiyatro Sahnesi ses kaseti tekrar dinletilerek olumsuz ego güçleri tamamen ortadan kaldirilmaya çalisildi.
Ögleden Sonra: Hastaya hücum tedavisinin sonuna gelindigi hatirlatildi. Bugüne kadar sürdürülen programda zihnine takilan konulari açik olarak sormasi istendi. Program birlikte tekrar gözden geçirildi. Idame tedavisi ile ilgili yakin ve uzak hedefler ortaya konuldu. Yakin ve uzak hedefler için zaman sinirlamasi konuldu.Idame tedavisinin baslangiçta haftada iki kez, daha sonra haftada bir kez, daha sonra iki haftada bir kez yapilmasina karar verildi. Video kasetlerden bazi fragmanlar izlendi. Hasta kisa sürede kendi kendine otohipnoza girebildigini ve burada kendine olumlu telkinler verebildigini hekimine gösterdi. Hasta ev ödevleri ve yapmasi gerekenlerle ilgili olarak bilgilendirilerek gönderildi. Gönderilmeden öjnce standart psikometrik testleri doldurmasi da istendi.