Piccolo, cinsel ilişkiyi gerçekleştirmeye yetecek nitelikte bir setleşmeyi sağlayamama veya bunu sürdürememeyi sertleşmede yetmezlik olarak tanımlar.

Masters ve Johnson, 1970? de cinsel ilişkilerinin en az % 75 inde koitusu (penisin vajinaya girmesi) gerçekleştirebilecek nitelikte ereksiyona (sertleşmeye) ulaşamayan erkekler için empotans terimini kullandılar. Ayrıca hiç bir zaman koitusu gerçekleştirebilecek nitelikte ereksiyona ulaşamayan ya da bunu sürdüremeyen erkekleri primer (birincil ) empotans, en az bir kez başarılı ilişkide bulunmuş olanları da sekonder (sonradan olan) empotans olarak tanımladılar.

Kaplan 1974? de empotans teriminin yetersizliğini vurgulayarak erektil disfonksiyon (sertleşme bozukluğu) terimini önerdi. Temel bozukluğun erektil (sertleşmeye ait) reflekste olduğunu belirterek erektil disfonksiyonu, penisin ereksiyonunu sağlamak için kavernoz sinüslere yeterli kanı pompalayan damarsal (vasküler) refleks mekanizmanın yetmezliği olarak tanımladı. Aynı zamanda birincil – ikincil ayırımına tam ve durumsal erektil disfonksiyon ayırımını ekledi. Tam erektil disfonksiyonu olanlar hiç bir durumda ve hiç bir eşle sertleşme olmaz. Durumsal sertleşme bozukluğu ise belli durumlarda veya bazı cinsel partnerlerle (eş) ortaya çıkar.

Yaygın olarak kullanılan empotans kavramı, Alman ekolünde (Kockott G,1990; Schmidt ve (16) Arentewicz, (1978) erkekte görülen cinsel işlev bozukluklarının tümünü tanımlar. Pek çok yayında ise empotans sertleşme bozukluğu ile eş anlamlı olarak kullanılır.

Buna göre sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde yeterli bir ereksiyon (Penis sertleşmesi) sağlayamama ya da cinsel etkinlik bitene dek bunu sürdürememe olarak kabul edilir.

Sertleşme bozukluğunun tanı kriterlerini tekrar gözden geçirirsek.

A- Sürekli olarak yada yineleyici bir biçimde yeterli bir sertleşme sağlayamama yada cinsel etkinlik bitene dek bunu sürdürememe,

B- Bu bozukluk belirgin bir sıkıntıya kişiler arası ilişkilerde zorluklara neden olur.

C- Bu cinsel işlev bozukluğu başka bir Eksen I tanısı ile daha iyi açıklanamaz( Başka bir cinsel işlev bozukluğu tanısı dışında ) ve sadece bir maddenin ( Örn: kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç, yada genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir. )

There are no comments yet.

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked (*).

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>