Freud , psikanalizi üç temel psikolojik önermeye dayandırmıştır.Bu önermeler; kişiliğin  “yapı, gelişim ve  güdülenmesi” ile ilgilidir.

Yapısal kuram,ruhsal yapının “id,ego ve süperego” terimleriyle bilinen bileşenlerini ve bu bileşenlerin birbirleriyle ilişkilerini işlevsel biçimde ele alır.

 

Gelişimsel kuram,bireyin psikolojik gelişim sürecine odaklanır ve bu süreç esnasında geçtiği ve takılı kaldığı evreleri inceler.Freud,psikoseksüel gelişim süreci adı verdiği süreçte bebeğin cinsel dürtülerin kuvvetli bir biçimde kendini gösterdiği ve buna karşılık dış dünyanın “kültürel,dinsel ve ahlaki engelleri” ile engellenerek çatışma yaşadığı  bir takım dönemlerden sırasıyla geçtiğini söyler.Oral,anal ve odipal (fallik) dönemler olarak belirtilen “çocukluk cinselliğinin yoğun olarak yaşandığı” bu dönemlerden sonra ilkokul çocuğunun “gizil/latent” denilen dürtüsel açıdan sakin ,sessiz bir döneme girdiği belirtilir. Ergenliğin başlamasıyla birlikte psikoseksüel gelişim süreci  son bir döneme doğru evrilir..Adolesan dönem denilen bu dönemde ruhsal yaşam “çocukluk dönemindeki” dürtüsel canlılığı kazanır. Erişkin cinselliğinin nispeten stabil  “genital dönemi” Psikoseksüel süreçlerin sonuncusudur.

 

Güdülenim kuramı,ruhsal işlevlerin sürdürülebilmesi için gerekli görülen enerjinin kaynağını , dolaşımını ve dönüşümünü inceler.Libido adı verilen bu enerji temelde “cinsel bir enerjidir”. “Haz ilkesi” temelinde cinsel dürtüler doyuma ulaşmaya çalışır.Ancak büyüme ve uygarlaşma süreci esnasında karşılaşılan engeller ,çocuğa bazı kereler (kendi çıkarları gereği) “haz ilkesi”nin çabuk doyuma ulaşma arzusuna tümüyle veya kısmen karşı çıkması gerektiğini öğretir.Yapısal kuramda ortaya konulan “ego” isimli işlevsel kompartımanın şekillenmeye başladığı yer de tam burasıdır.Ego, doyumun gerçekleşmesi halinde  uğranılacak zararı gözeterek arzuyu bekletebilir.Giderek, tehlike karşısında “sinyal anksiyetesi” denilen haberci mekanizmayı harekete geçirerek,potansiyel tehlikeye dikkat çekmeyi başarır.Bu mekanizma tehlikeyi bertaraf etmek üzere ego’nun önderliğinde organizmayı faaliyete davet eder..Üst ben  yani ahlaki ben ile arzular arasında uzlaşma noktaları oluşturabilmek adına “savunma mekanizmaları” denilen bazı tekniklere başvurmayı öğrenir.
Freud sonrası dönemde kuramın merkezinde bulunan bu üç psikolojik önerme çeşitli açılardan  tartışmaya açılmış hiç biri ancak tümüyle reddedilmemiş ; hatta yeni geliştirilecek bir kişilik kuramının mantıksal tutarlılığa ve işlevselliğe sahip olmak kaydıyla bu önermelerin üçüne de yanıt vermesi gerektiği ileri sürülmüştür.

There are no comments yet.

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked (*).

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>